Myom, rahimde gelişen iyi huylu tümörlerdir ve özellikle üreme çağındaki kadınlarda oldukça sık rastlanan bir jinekolojik problemdir. Çoğu zaman belirti vermeden sessiz ilerleyen myomlar, bazı durumlarda aşırı ve düzensiz adet kanamaları, kasık ve bel ağrısı, adet döneminde şiddetli kramplar ya da kısırlık gibi sorunlara yol açabilir. Myomların boyutu ve sayısı kişiden kişiye değişebilir; tek bir küçük myom olabileceği gibi rahimde birden fazla ve büyük boyutlarda da gelişebilir. Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, Ankara’da yaptığı muayenelerde, myomların erken teşhis edilmesinin ve düzenli takibinin kadınların yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır. Erken dönemde fark edilen myomlar, daha kolay tedavi edilirken ilerleyen vakalarda daha ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.
Myom oluşumunda birçok faktör rol oynar. Genetik yatkınlık, aile öyküsü, hormonal dengesizlikler (özellikle östrojen ve progesteron seviyeleri), obezite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve stres en önemli etkenler arasında sayılabilir. Belirtiler her kadında farklı olabilir. Bazı myomlar hiçbir şikâyete neden olmazken, bazıları ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. En sık görülen myom belirtileri, aşırı ve uzun süren adet kanamaları ile birlikte kansızlığa yol açabilecek yoğun adet dönemleri şeklinde kendini gösterebilir. Bunun yanında kasık, bel veya sırt bölgesinde baskı ve ağrı hissi, karında şişlik ve bası şikâyeti de yaygın olarak görülmektedir. Bazı kadınlarda sık idrara çıkma ya da idrar yapmada zorluk gibi mesaneye baskı yapan sorunlar ortaya çıkabilir. Ayrıca cinsel ilişki sırasında ağrı yaşanması, gebelik döneminde sorunlarla karşılaşılması veya kısırlık gibi daha ciddi problemler de myomların yol açabileceği belirtiler arasında yer almaktadır. Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, bu belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurulmasının, tedavi başarısı için kritik olduğunu ifade etmektedir.
Myomlar için uygulanacak tedavi yöntemi; hastanın yaşı, çocuk sahibi olma isteği, myomların büyüklüğü, sayısı ve yarattığı şikâyetlere göre değişir. Hafif vakalarda sadece düzenli takip ve ilaç tedavisi yeterli olabilir. İlaç tedavisi, hormonları dengeleyerek myomların küçülmesini ve şikâyetlerin azalmasını sağlayabilir. Daha ileri vakalarda cerrahi müdahaleler gündeme gelir. Myomektomi (sadece myomun alınması) veya histerektomi (rahmin tamamen alınması) gibi farklı cerrahi yöntemler uygulanabilir. Ayrıca günümüzde minimal invaziv teknikler sayesinde hastaların iyileşme süreci daha hızlı ve konforlu olmaktadır. Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, Ankara’da her hastanın bireysel ihtiyaçlarını değerlendirerek kişisel tedavi planları hazırlamaktadır. Bu yaklaşım sayesinde hem myomların neden olduğu sağlık sorunları ortadan kaldırılmakta hem de hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde artmaktadır.