HPV VE SİĞİLLER

HPV ve Siğiller Hakkında Bilmeniz Gerekenler

HPV ve Siğiller, kadın ve erkeklerde cilt ile mukozalarda siğil oluşumuna yol açabilen yaygın bir virüs problemidir. HPV (Human Papilloma Virüs), cinsel yolla bulaşabileceği gibi, temas yoluyla da kişiden kişiye geçebilir. Özellikle genital bölgede görülen siğiller, hem estetik hem de sağlık açısından ciddi rahatsızlıklar yaratabilir. Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, Ankara’da yaptığı muayenelerde HPV’nin erken teşhisinin ve doğru tedavi yaklaşımının önemine dikkat çekmektedir. Erken tanı ile virüsün yayılımının önüne geçmek ve oluşabilecek komplikasyonları azaltmak mümkündür. Düzenli kontroller, hastaların hem kendi sağlıklarını hem de partnerlerinin sağlığını korumaları açısından kritik bir rol oynar.

HPV’nin Belirtileri ve Tanı Yöntemleri

HPV enfeksiyonunun en yaygın belirtisi, cilt veya mukozada meydana gelen kabarıklıklar, siğiller veya küçük lezyonlardır. Bazı HPV türleri çok küçük boyutlarda lezyonlar oluşturabilir ve fark edilmeyebilirken, bazı türleri gözle görülür ve rahatsız edici boyutlara ulaşabilir. Genital siğiller, kaşıntı, yanma ve zaman zaman ağrıya yol açabilir. Tanı sürecinde Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, düzenli jinekolojik veya ürolojik muayenelerin yanı sıra gerekirse HPV testi ve ileri tetkilleri kullanarak enfeksiyonun türünü ve yayılımını belirler. Bu sayede hastaya özel bir takip ve tedavi planı hazırlanabilir.

HPV ve Siğillerin Tedavisi

HPV’nin doğrudan bir tedavisi bulunmamakla birlikte, siğillerin cerrahi müdahale, kriyoterapi (dondurma yöntemi) veya lazer tedavisi ile ortadan kaldırılması mümkündür. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek, yaşam tarzı ve hijyen önlemleri virüsün etkilerini azaltmada oldukça önemlidir. Op. Dr. Ahmed Hicran Fakraden, kişiye özel tedavi planları ile hem estetik kaygıları gidermenin hem de virüsün yayılmasını önlemenin mümkün olduğunu belirtmektedir. Tedavi sonrası düzenli kontroller ve gerekli önlemlerin alınması, HPV’nin tekrarına karşı önemli bir koruma sağlar. HPV enfeksiyonuna karşı bilinçli yaklaşım ve düzenli takip, hem sağlık sorunlarını önlemek hem de yaşam kalitesini korumak açısından hayati öneme sahiptir.